İnsan, beni hep şaşırtır. Bu bir genelleme değil inan, ben öyle değilim demiyorum, erdemli olan azınlıklardanım demeyi hele hiç istemiyorum. Çok şükür bunları demeyecek kadar farkındayım artık... Biraz geç oldu ama benim de herkes kadar insan olduğumun farkına vardım artık çok şükür.
27 Eylül 2011 Salı
4 Eylül 2011 Pazar
Günler geçerken...
İnan ne diyeceğimi bilemiyorum, sırf yazmak için yazmak hakaret gibi geliyor çok sevdiğim kelimelere...
17 Temmuz 2011 Pazar
Evrene SMS atmak ve Allah'a mektup yazmak arasında bir yerde...
Son birkaç aydır kafam o kadar dolu, o kadar dolu ki düşünceden düşünceye atlamam tanımlanamayacak bir hızla gerçekleşiyor.
Doğal olarak da bunu garip ruh halleri takip ediyor.
Kendimi bildim bileli neden burada olduğumu, amacımı anlamaya çalışıyorum ve her: "İşin içerisinden çıkamıyorum!" dediğim anda kendimi tuhaf bir şekilde bilgisayar karşısında yazı yazarken buluyorum.
12 Temmuz 2011 Salı
Dolunay
Nedendir bilmem fakat dolunay zamanları ayrı bir dalgalı oluyor ruh halim...
Balık tarafım geçmişime ışık yakıyor, yengeç tarafım buluttan nem kaparak yoğun duygular getiriyor, aslan tarafım ise tüm bunlara inat: "Yürü, yoluna devam et!" diyor.
Balık tarafım geçmişime ışık yakıyor, yengeç tarafım buluttan nem kaparak yoğun duygular getiriyor, aslan tarafım ise tüm bunlara inat: "Yürü, yoluna devam et!" diyor.
30 Haziran 2011 Perşembe
Benlikler içerisinde kaybolmak...
Günlerdir, belki de aylardır olan erteleme durumum şu an itibariyle sona ermiştir.
Yazmadığım zamanlar en tehlikeli zamanlardır benim için. Sanki içime biriktiririm tüm düşüncelerimi, tüm kelimelerimi...
İçimde birikip koskocaman, siyah bir girdap oluştururlar.
Bak; şimdi tekrar keşfettim onları, bir klavye ve ekran ile nasıl boşaltabileceğimi içimdeki tüm siyahlıkları...
Aslında iyiyim, her şeyin iyi gitmesi gereken bir dönemdeyim, fakat geçmişle gelecek arasında sürekli gelip gitmekten, insanların ne düşüneceğini önemsemekten delirecek gibiyim.
Yazmadığım zamanlar en tehlikeli zamanlardır benim için. Sanki içime biriktiririm tüm düşüncelerimi, tüm kelimelerimi...
İçimde birikip koskocaman, siyah bir girdap oluştururlar.
Bak; şimdi tekrar keşfettim onları, bir klavye ve ekran ile nasıl boşaltabileceğimi içimdeki tüm siyahlıkları...
Aslında iyiyim, her şeyin iyi gitmesi gereken bir dönemdeyim, fakat geçmişle gelecek arasında sürekli gelip gitmekten, insanların ne düşüneceğini önemsemekten delirecek gibiyim.
30 Mayıs 2011 Pazartesi
Daha sahip olamadığın bir şeye tutunmak...
Hayat yepyeni başlangıçlar ve bitişlerle dolu derler ya... Doğruymuş!
Ve her bitiş bir parça ölümü tatmakmış aslında...
30 Nisan 2011 Cumartesi
Sarmaşık
Yazmıyorum, okuyamıyorum.
Yapabildiğim tek şey tadımlık hikayeler izleyerek kafamı uyuşturmak, ancak böyle kaçabiliyorum.
Kaçacak bir şey var mı? Onu bile bilemiyorum.
Sorunlarım yine kafamın içerisinde büyüyor. Nasıl büyümüş bu kadar anlayamıyorum. Zamanında tohumlarını fark etmeden ekmişim. Onlar da bir sarmaşık gibi hevesle, hızla beynimi sarmalıyorlar.
Etiketler:
buhran,
bunalım,
depresif ruh hali,
sarmaşık
28 Nisan 2011 Perşembe
“Yargılama ki yargılanmayasın”
Bir filmde duyduğum bu sözden çok etkilendim. Bunu yapabilmek mümkün mü? Gerçekten herkesi olduğu gibi kabullenebilmek...
Koşulsuz kabullenişi ancak zeki insanlar başarabilir. Biraz matematik, biraz fizik, biraz da empati yani iletişim yeteneği...
27 Nisan 2011 Çarşamba
Beklemek...
Hep birşeyleri bekliyorsun hayatta... Bilinçli ya da bilinçsiz. Buna programlandın çünkü, küçüklüğünden beri bu öğretildi sana...
Çok iyi hatırlıyorum bir bayram günü, misafir gelmişti. Ben her zamanki gibi babamın kucağına yapıştım tabi.... Kaç yaşındayım hatırlamıyorum, ama çocukların bir çağı vardır ya hani, bir şeyi tutturdular mı delirtirler adamı. Ne istediğimi hatırlamıyorum, ama delicesine tutturmuşum. Evde misafir babamın kulağına fısıldıyorum. Babam ve benim aramda geçen diyalog genellikle şu kısır döngü içerisinde devam ediyor:
Etiketler:
akrep kadını,
astroloji,
baba,
beklemek,
kuantum,
mutlu olmak
Mutluluk oyunu
Tam 1 saat 5 dakika kaldı...
Ben sürekli böyle dakika sayarım. İstemediğim bir yerde istemediğim bir şeyi yapıyorsam sanki beynim şişiyor, etlerim lime lime acıyor gibi hissederim.
Ben sürekli böyle dakika sayarım. İstemediğim bir yerde istemediğim bir şeyi yapıyorsam sanki beynim şişiyor, etlerim lime lime acıyor gibi hissederim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)